Oblonskiylerin evinde işler karışmıştı. Evin hanımı, eskiden evlerinde çalışan Fransız mürebbiyeyle kocasının ilişkisi olduğunu öğrenmiş ve artık onunla aynı evde yaşayamayacağını bildirmişti. Bu durum üç gündür devam ediyordu ve gerek karıkocayı, gerek ailenin tüm üyelerini, gerekse diğer ev sakinlerini üzüyordu. Ailenin tüm üyeleriyle ev sakinleri, birlikte yaşamalarının bir anlamı olmadığını ve herhangi bir anda rastlantıyla bir araya gelmiş insanlar arasında, onlardan, yani Oblonskiylerin aile üyeleriyle ev sakinlerinden daha sıkı bağlar olduğunu hissediyorlardı. Evin hanımı odasından çıkmıyor, evin beyi üç gündür eve gelmiyordu. Çocuklar evin her yanında başıboş koşturup duruyorlardı; İngiliz kadın, kâhya kadınla bozuşmuş, bir hanım arkadaşına not yazarak kendisine yeni bir yer araştırmasını rica etmişti; aşçı, daha dün, tam yemek saatinde evden ayrılmıştı; aşçı yardımcısı kadınla arabacı paralarını istiyorlardı…